Ana içeriğe atla

Zincirleme Suç Kavramı ve Şartları (TCK md. 43)



1  KAVRAM
           
          ‘Zincirleme’ ifadesi sözlük anlamı itibariyle; art arda gelen, birbirini izleyen, arkası kesilmeyen anlamlarına gelmektedir. Buna göre zincirleme suç kavramı; birbiri ardına gelen, birbirine bağlı suçlar anlamına gelmektedir. 
          Zincirleme suç 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 43. maddesinde; ‘bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda, bir kişiye karşı, aynı suçun, birden fazla işlenmesi…’ şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanım çerçevesinde zincirleme suç; bir suçun aynı suç işleme kararıyla değişik zamanlarda bir kişiye karşı birden çok işlenmesidir. Zincirleme suç; suçların içtimaının bir çeşidi olup, burada birden çok ihlal bazı yönlerden özel sonuçlara bağlanmıştır. Yani; zincirleme suç, her biri başlı başına suç teşkil ettiği halde, bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirilen birden çok suçlar topluluğudur. Zincirleme suç bu haliyle ‘ne kadar suç varsa o kadar ceza vardır’ şeklindeki gerçek içtima kuralına önemli bir istisna oluşturur. Kanunumuzun düzenlemesine göre, doktrinde ‘aynı neviden fikri içtima’ olarak adlandırılan aynı suçun farklı mağdurlara karşı tek fiille işlenmesi halleri de zincirleme suç kapsamı içinde değerlendirilmiş ve suçun ikinci bir şekli olarak kabul edilmiştir. Yani, kanunun 43. maddesinde iki tür zincirleme suç düzenlenmiştir.
            Bu kavram zaman zaman ‘mütemadi’ suç kavramıyla karıştırılmakta olup, zincirleme suça ‘mütemadi suç’ diyenler de bulunmaktadır. Ancak, yukarıda ayrıntılı olarak incelendiği üzere, bu iki kavram birbirine benzemekle beraber, birbirinden ayrı iki farklı hukuki müessesedir.

II- ZİNCİRLEME SUÇUN ŞARTLARI
A-    Genel Olarak
                  Zincirleme suç bir suçların içtimaı şekli olup, bir takım şartların vücuda gelmesiyle oluşmaktadır. Ancak bu şartlar nelerdir? Zincirleme suçta aranması gereken şartlar yönünden doktrinde bir görüş birliği bulunmamaktadır. Bu konuda doktrinde egemen iki görüş savunulmaktadır. Birinci görüşe göre; zincirleme suç objektif bir birliktir ve sübjektif şartın aranmasına gerek yoktur. Bu görüş taraftarlarına göre; kast ve karardaki birliğin zincirleme suçun gerçekleşmesinde herhangi bir değeri yoktur. İkinci görüşe göre ise; zincirleme suçun oluşabilmesi için objektif şartların varlığı yeterli değildir. Objektif şartların yanı sıra, sübjektif şartların da bulunması lazımdır. Bu görüşü savunan yazarlar zincirleme suç ilişkisi için objektif şartları yeterli bulmayarak, bu şartların yanı sıra; sübjektif şartın da gerçekleşmesini aramışlardır. Ancak, bu görüşteki yazarlar arasında sübjektif şartın anlamı konusunda tam bir birlik yoktur. Sübjektif birliği; kararda birlik, kusurda birlik, kasta birlik, niyette birlik ve saikte birlik şeklinde değişik şekillerde anlayanlar vardır .
                   Görüşümüze göre; zincirleme suçun en önemli özelliği ve belki de bu suça özelliğini veren en önemli şart; ‘suç işleme kararındaki birlik’ olduğuna göre, sadece objektif şartlarla yetinen objektif birlik görüşüyle zincirleme suçun yapısının ve cezaların içtimaı kurallarından farklı kurallara tabi tutulmasının nedenini açıklayabilmek mümkün değildir.. Zincirleme suçun hukuki niteliğine ve ortaya çıkış nedenlerine bakıldığında da; sadece objektif şartla yetinmenin mümkün olmadığı açıkça görülmektedir. Çünkü; zincirleme suçta ‘suç işleme kararındaki birliğe’ verilen önem, bu müessesenin ortaya çıkması ve halen varlığını devam ettirmesini sağlamıştırNetice olarak kanunumuzun zincirleme suçun klasik şekli için objektif şartların yanı sıra sübjektif şartın varlığını ararken, zincirleme suçun ikinci şekli için objektif şartların varlığını yeterli görmüştür. Bizde, bundan sonraki incelemelerimizi kanunumuzun öngördüğü bu şartlar çerçevesinde yapacağız. Buna göre kanunumuzun klasik zincirleme suçta aradığı şartlar; 1-Birden çok suçun bulunması, 2- Bu suçların değişik zamanlarda işlenmesi, 3- İşlenen birden çok suçun aynı suç olması, (Bu suçların üçüncü fıkradaki suçlardan olmaması) 4- Mağdurun aynı olması, şeklindeki dört objektif şartın yanı sıra 5- Bir (aynı) suç işleme kararı, şeklindeki sübjektif şartla beraber toplam beş tanedir. Bu şartların hep birlikte mevcudiyeti halinde zincirleme suçun varlığından söz edilebilecektir.

    B-    Ceza Kanunumuzun Aradığı Şartlar

    a- Objektif Şartlar
    
                  aa- Birden çok fiilin -suçun- bulunması

Öncelikle ortada birden fazla fiil bulunmalıdır. Ancak bu fiilin bir teselsül oluşturması için her bir fiilin bahse konu edilen suçun unsurlarının hepsini sağlamış olması gereklidir. Yani her fiilin tipe uygun ve hukuka aykırı olması gerekir. İşlenen fiillerde bir hukuka uygunluk söz konusu ise veya bir kast mevcut değilse gerçekleştirilen eylemler teselsül hükümlerine konu olamazlar.
Ancak teselsül hükümlerinin uygulanması için yine suçun niteliğini de değerlendirmek gerekir. Şöyle ki; suçun niteliğine göre o suçun gerçekleşmesi için zaten birden fazla fiilin gerçekleşmesi gerekiyorsa artık bu durum bir zincirleme suç oluşturmayıp tek bir suç oluşturacaktır. Örneğin; kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunda bu suçun oluşabilmesi için failin huzur bozma eylemlerini birden fazla gerçekleştirmesi gerekmektedir. Yargıtay içtihatlarında genellikle; cinsel taciz anlamında birden fazla kez telefon etme, işkence yapmak, sahte paraların tedavüle konulması, kişinin aynı görevin yapılmasına engel olmak için birden fazla görevliye mukavemet etmesi, birden fazla kişinin fuhuşa zorlanması. Yargıtay bu gibi suçların gerçekleşmesi için hali hazırda birden fazla eylemin gerçekleşme şartının olduğu için bahse konu durumları tek suç olarak nitelendirmiştir. Ancak tam tersi olacak şekilde Yargıtay bu tarz fiillerde zincirleme suçun oluştuğundan bahsetmiştir: Birden fazla kişiye ait banka veya kredi kartının kullanılması, annesinin ölümü üzerine geçersiz olan vekaletname ile emekli aylığının çekilmesi, bir takvim yılı içerisinde ve fakat farklı vergi dönemlerinde birden çok vergi suçu işlenmesi.
Aynı suçu meydana getiren fiillerin çokluğu halinde veya aynı suçun meydana getiren fiillerin tekrarlanması halinde yine zincirleme suçtan bahsedilmez. Şöyle ki failin kasten yaralama suçunu işlediği mağdura karşı birden fazla bıçak saplaması zincirleme suç hükümlerini oluşturmayacaktır. Yani zincirleme suç hükümlerinin oluşması için anlaşılması gereken nokta, birden çok hareketin bulunmasından ziyade birden çok fiilin icrasının bulunmasının gerekliliğidir. Kişinin davranışlarının arasındaki zaman açısından kısalık, kişinin o davranıştaki kastındaki birlik ve tüm bunlar neticesinde tek bir neticenin elde edilmiş olması tek bir suçun varlığını göstermektedir.

bb- Suçların değişik zamanlarda işlenmesi

Türk Ceza Kanunu kural olarak zincirleme suçun gerçekleşmesi için diğer şartın suçun değişik zamanlarda işlenmesinin gerekliliği olduğunu vurgulamıştır. Fiiller arasındaki zaman aralığı tam olarak belirtilmemiştir. Ancak önemli olan kişideki suç işleme kararının devam ediyor olmasıdır. Fiiller arasındaki zaman aralığının belirlenmesi her bir somut olay için kendi içerisinde ele alınmalıdır.

cc- Gerçekleştirilen birden çok suçun aynı suç olması

Zincirleme suçun üçüncü şartı; işlenen suçların her birinin ‘aynı suç’ olmasıdır. Bu şart objektif birlik görüşçülerinin ileri sürdüğü “benzer hukuki değerlerin ihlali” şartıyla benzerlik göstermektedir. Kanunumuzda da açıkça öngörülen bu şart özellikle kanunlarında zincirleme suça ilişkin hüküm bulunmayan ülkelerde doktrin ve uygulama tarafından aranmaktadır. Buna göre; müteaddit fiiller aynı suçu sonuçlamalıdır. Meydana gelen suçlarda ayniyet bulunmuyorsa zincirleme suçtan bahsedilemez.

dd- Mağdurun aynı olması

Dördüncü şart; bir suçun icrası kapsamında gerçekleştirilen fiillerin aynı kişiye yöneltilmesi gereklidir. Ancak bu durumun değerlendirmesinde failin kastının de bulunması gerekir. Şöyle ki fail gerçekleştirdiği fiilleri aynı kişiye yönelttiğinin bilincinde olmalıdır. Fail kişilerin ayrı şahıslar olduğunu biliyorsa zincirleme suçtan bahsedilemez. Ancak fail kişilerin aynı kişi olduğunu düşünüyorsa ama gerçekte farklı kişilerse bu durumda hata sebebiyle zincirleme suçun oluştuğu kabul edilebilir.
Kanun hükmünün devamında ise mağduru belirli bir kişi olmayan suçlar yine zincirleme suç hükümlerinin uygulanacağından bahsedilmiştir. Kanun hükmü ile anlatılmak istenen suçun mağdurunun belirli bir gerçek kişi olmadığı, genel olarak toplumu oluşturan herkesin mağdur olduğu durumlardır. İşbu durumlarda yine zincirleme suç hükümleri uygulanacaktır.

b- Subjektif Şart

bb- Kişinin birden çok suçu bir suç işleme kararı kapsamında işlemiş olması

            Zincirleme suçun oluşabilmesi için son şart ise kişinin birden çok suçu bir suç işleme kararı kapsamında işlemiş olmasının gerekliliğidir. Bu zincirleme suçun subjektif şartıdır ve zincirleme suç hükümlerinin asıl mahiyetini oluşturur niteliktedir. Yani anlaşılması gereken önemli husus kişide aynı suçu işleme kararı bulunmalıdır.

           Niteliği gereği, aynı mağdur üzerinde ancak bir kere işlenebilmesi mümkün suçların zincirleme suç şeklinde işlenmesi söz konusu olmaz. Çünkü böylelikle bir kere işlenmekle suç tamamlanmış olur. Seçimlik hareketli suçlarda, birden çok seçimlik hareketin yapılması zincirleme suçu oluşturmaz. Çünkü seçimlik hareketli suçlarda seçimlik suçun oluşması için yeterlidir. Diğer hareketlerin tamamlanması suçun oluşumu açısından bir şart değildir. Diğer seçimlik hareketlerin yapılması suçun tekliğini bozmayacağından böylelikle zincirleme suç da oluşmayacaktır.

          Teşebbüs halindeki suçların bazılarının teşebbüs halinde kalması ya da tamamının teşebbüs halinde kalması zincirleme suçu yine oluşturacaktır. Zincirleme suçtan bahsedilebilmesi için fiillerin tamamı teşebbüs aşamasında kalmış olsa dahi aynı suçu işleme kararının icrası çerçevesinde birden fazla fiilin icrasına başlanmış olmalıdır. İlk suç işlendikten sonra değişik sebeplerle diğer fiiller gerçekleşmediyse zincirleme suçtan bahsedilemez, işi tek bir suçtan cezalandırılır.

                                                                                                       Stj. Av. Büşra KANPALTA

Kaynakça: mevzuat.gov.tr
acikerisim.selcuk.edu.tr
tugsanyilmaz.av.tr
baroturk.com






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İcra Talep Örnekleri 1

Maaş haczi için talep örneği (İşyeri biliniyorsa)   İSTANBUL …. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NE DOSYA NO: 2014/….. E. Yukarıda esas numarası yazılı dosyamız borçlusu ……….  …………….’nin (T.C Kimlik No: 12345678910), Uyap üzerinden yapılan SGK sorgusunda, …………….. LTD ŞTİ ünvanlı işyerinde  (Adres:………………..) aktif sigortalı çalışmakta olduğu tespit edilmiş olup, dosya kapak hesabının yapılmasına müteakip,  ilgili işyerine maaş haczi müzekkeresi gönderilmesini talep   ederim.                                                                                                                                   Alacaklı Vekili ...

TMK 166/3: Anlaşmalı Boşanma Davası

          VI. Evlilik birliğinin sarsılması  Madde 166/3   Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin      serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların     durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü  değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz. Anlaşmalı boşanma evlilik birliğinin taraflarca ortak bir karar doğrultusunda sonlandırılması anlamına gelir. Anlaşmalı boşanma süreci içerisinde her iki eş de boşa...

Hayvana Tecavüze Hayır!

Hayatın her alanında hayvanlar fiziksel, duygusal ve ekonomik olarak sömürülmekle birlikte, cinsel olarak da sömürülüyor ve istismar ediliyor. İnternette konuyla ilgili bir arama yaptığımızda veya topluma ve yasalara baktığımızda karşımıza hep “ hayvanla cinsel ilişki ” kavramı çıkıyor. Bu, tesadüfi olarak seçilmiş ve dile yerleşmiş bir kavram değil. Hayvana tecavüz, Hayvanları Koruma Kanunu’nda “hayvanla cinsel ilişki” olarak tanımlanmaya devam ediyor . Hepimizin bildiği üzere, cinsel ilişki tarafların rızasıyla gerçekleşen bir eylemdir, hayvan söz konusu olduğunda cinsel ilişkiden söz edilemez. “Hayvanla cinsel ilişki” kavramının kullanılmaya devam etmesi, suçun sorumluluğunu hafifletmekte ve kabahat olarak algılanmasına neden olmaktadır. Cinsel ilişki, bir veya birden çok bireyin kendi rızasıyla gerçekleştirdiği bir eylemdir. İnsan olmayan hayvanlar söz konusu olduğunda rıza veya onay kültüründen söz edemeyeceğimiz için cinsel ilişkiden de söz edemeyiz.  Türk hukukund...